Sağlık

Türkiye’nin kanser haritası güncellendi: En çok ve en az kanser vakası bu şehirlerde






Türkiye’de Kanser Haritası: Ölüm Oranlarında Şaşırtıcı İller Arası Farklar


Türkiye’de Kanser Haritası: Ölüm Oranlarında Şaşırtıcı İller Arası Farklar

Kardiyovasküler hastalıkların ardından ikinci ölüm nedeni olan kanserde, coğrafya kader mi? Veriler, ölüm oranlarının il sınırları içinde nasıl dramatik bir değişim gösterdiğini ortaya koyuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sağlık Bakanlığı’nın güncel verileri, ülkemizdeki ölüm nedenleri arasında kanserin, kalp ve damar hastalıklarının hemen arkasından geldiğini ve bu konumunu koruduğunu gösteriyor. Ancak bu genel ve soğuk istatistik, perde arkasında çok daha karmaşık ve çarpıcı bir gerçeği saklıyor. Kansere bağlı ölüm oranları, Türkiye genelinde homojen dağılmıyor; aksine, iller bazında bakıldığında neredeyse üç kata varan inanılmaz farklılıklar dikkat çekiyor. Bu farkın arkasında ise tek bir neden değil, birbiriyle iç içe geçmiş sosyolojik, ekonomik, çevresel ve davranışsal faktörlerin oluşturduğu kompleks bir yapı yatıyor.

Uzmanlar, bu verilerin sadece bir ölüm oranı tablosu olarak değil, bir halk sağlığı fotoğrafı olarak okunması gerektiğinin altını çiziyor. Bir ildeki kanser ölüm oranı, o bölgedeki yaşam kalitesi, sağlık okuryazarlığı, tarımsal ve endüstriyel faaliyetler, erken teşhis imkanları ve tedaviye erişim hızı gibi onlarca parametrenin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

AĞRI
%21.8

Türkiye’de kanser nedeniyle gerçekleşen ölümlerin, toplam ölümler içindeki payının en yüksek olduğu il Ağrı. İl genelindeki her beş ölümden birinden fazlası kanser kaynaklı. Bu oran, ülke ortalamasının oldukça üzerinde seyrediyor.

Peki bu yüksek oranın arka planında neler var? Sağlık sosyologları ve epidemiyologlar, bu durumu birkaç temel başlıkta inceliyor:

  • Sağlık Hizmetlerine Erişim ve Erken Teşhis: İlin coğrafi konumu ve merkezlere uzaklığı, düzenli tarama programlarına katılımı ve şüpheli durumlarda hızlıca üst basamak sağlık kuruluşlarına ulaşmayı zorlaştırabiliyor. Erken evrede teşhis edilemeyen kanser vakaları, tedavi şansını düşürerek ölüm oranlarını artırıyor.
  • Çevresel ve Sosyoekonomik Faktörler: Isınma ve yemek pişirme amaçlı kullanılan yakıtların (kömür, odun) iç ortam hava kalitesi üzerindeki olumsuz etkileri, beslenme alışkanlıkları ve genetik yatkınlık gibi unsurlar da risk faktörleri arasında sayılıyor.
  • Tanı ve Tedavi Altyapısı: İlde bulunan sağlık kuruluşlarının onkolojik tanı (ileri görüntüleme, biyopsi) ve tedavi (kemoterapi, radyoterapi merkezleri) kapasitesi, büyük metropollere kıyasla sınırlı olabilir. Bu da hastaların tedavi için başka illere gitmek zorunda kalmasına, bu sürecin de maddi-manevi yük getirmesine neden oluyor.
SİİRT
%8.5

Listenin diğer ucunda, kanser ölümlerinin toplam ölümler içindeki payının en düşük kaydedildiği il Siirt yer alıyor. Bu oran, Ağrı’daki oranın neredeyse üçte biri seviyesinde. Siirt’te kaydedilen her yüz ölümden yaklaşık sekiz buçuğunun nedeni kanser.

Bu düşük oran, ilk bakışta olumlu bir tablo gibi görünse de, uzmanlar veriyi tek başına değerlendirmemek gerektiği konusunda uyarıyor. Düşük kanser ölüm oranının altında yatabilecek nedenler şöyle sıralanabilir:

  • Farklı Ölüm Nedenlerinin Baskınlığı: Bir bölgede kanser ölüm oranının düşük olması, o bölgedeki diğer ölüm nedenlerinin (kardiyovasküler hastalıklar, solunum yolu hastalıkları, trafik kazaları, bulaşıcı hastalıklar vb.) daha yüksek oranda görüldüğü anlamına gelebilir. Yani toplam ölüm içinde kanserin payı azalmış, ancak mutlak sayılar veya diğer hastalıkların oranı yüksek seyredebilir.
  • Demografik Yapı: İlin nüfus piramidinin genç olması, kanserin daha çok ileri yaşlarda görülmesi nedeniyle oranı düşüren bir faktör olabilir.
  • Veri Toplama ve Kodlama Farklılıkları: Ölüm nedeni kayıtlarının tutulma şekli, tanı olanaklarındaki farklılıklar istatistikleri etkileyebilir. Bazı vakalar farklı sınıflandırmalara girebilir.
  • Yaşam Tarzı ve Çevre: Geleneksel yaşam tarzı, doğal beslenme alışkanlıkları veya çevresel kirlilik faktörlerinin görece daha az olması gibi koruyucu etmenler de rol oynuyor olabilir.

Oranları Şekillendiren Görünmez El: Temel Belirleyici Faktörler

Ağrı ve Siirt örnekleri üzerinden görüldüğü gibi, kanser ölüm oranlarındaki bu çarpıcı farklılık tesadüfi değil. İller arasındaki bu uçurum, aşağıdaki faktörlerin her bir ilde farklı kombinasyonlarda bir araya gelmesiyle oluşuyor:

  • Erken Teşhis ve Tarama Programlarının Yaygınlığı: Kanserle mücadelede en kritik adım erken teşhistir. KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri) gibi kurumlara erişimin kolaylığı, toplumun bu hizmetlerden haberdar olması ve kullanmaya istekli olması oranları doğrudan etkiler.
  • Sağlık Altyapısı ve Uzman Erişimi: Onkoloji hastaneleri, radyoterapi cihazları ve medikal onkolog/radyasyon onkoloğu sayısının bölgesel dağılımındaki eşitsizlikler, tedaviye ulaşım süresini ve kalitesini belirler.
  • Çevresel Riskler: Hava, su ve toprak kirliliği, endüstriyel atıklar, tarımda kullanılan kimyasalların kontrolsüz kullanımı gibi faktörler belirli kanser türlerinin görülme sıklığını artırabilir.
  • Yaşam Alışkanlıkları: Tütün ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme (işlenmiş gıda, az sebze-meyve tüketimi), hareketsiz yaşam ve obezite oranlarındaki bölgesel farklılıklar.
  • Sosyoekonomik Durum ve Eğitim Düzeyi: Gelir seviyesi ve eğitim, sağlıklı gıdaya ulaşım, sağlık hizmetini talep etme bilinci ve önleyici tedbirlere yatırım yapabilme kapasitesi ile doğrudan ilişkilidir.
  • Genetik ve Demografik Yapı: Belirli genetik yatkınlıkların yoğun olduğu topluluklar ve ileri yaş nüfusun fazla olduğu bölgelerde kanser insidansı doğal olarak daha yüksek olabilir.

Sonuç: Rakamların Ötesinde Bir Halk Sağlığı Meselesi

Ağrı’da %21.8 ve Siirt’te %8.5 olan bu oranlar, sadece iki ilin istatistiği değil, Türkiye’nin kanserle mücadelede karşı karşıya olduğu bölgesel eşitsizliklerin somut bir göstergesidir. Bu tablo, kanser kontrol politikalarının sadece genel ulusal programlardan ibaret kalmaması, aynı zamanda bölgesel ihtiyaçlara odaklanan, mikro ölçekli müdahaleleri de gerektirdiğini ortaya koyuyor.

Doğu Anadolu’da erken teşhis mobil tarama araçlarının sayısını artırmak, güneydoğuda sağlık okuryazarlığına yönelik toplum temelli programlar geliştirmek, sanayi bölgelerinde çevresel denetimleri sıkılaştırmak gibi adımlar, bu uçurumu kapatmada anahtar rol oynayabilir. Amacımız sadece kanser ölüm oranı en düşük ili bulmak değil, ülkenin her köşesinde bu oranları makul ve adil bir seviyeye çekmek, her vatandaşa eşit yaşam ve tedavi şansı sunabilmek olmalıdır. Veriler, yol haritamızın ilk sayfasını oluşturuyor. Şimdi sıra, bu sayfada yazanları anlamak ve harekete geçmekte.


İlgili Haberler

Ayranın içerisine bir kaşık ekleyin tüm kış dinç gezin

haberci

50 yaş üstü herkese önerilen 20, 75, 150 dakikalık kritik alışkanlık…

haberci

Uzmanlardan düşük doğurganlık oranlarına karşılık tüp bebek erişiminin genişletilmesi çağrısı

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası