Ermenistan Kilisesi’nde Gerilim Tırmanıyor: Başpiskopos’un Gözaltından Bir Gün Önceki İddiaları
Başkent Erivan’da düzenlenen ve yerel ile uluslararası basının dikkatle takip ettiği toplantıda Başpiskopos Haçatryan, sakin ancak kararlı bir tonla görevinden ayrılmayı düşünmediğini açıkladı. Ancak konuşmasının asıl odak noktası, son dönemde artan ve kendisini hedef alan baskıların kaynağıydı. Haçatryan, bu baskıları doğrudan mevcut hükümet politikalarına yönelttiği eleştiriler ve muhalif duruşuyla ilişkilendirdi. Kilisenin, toplumun vicdanı ve ahlaki pusulası olarak rolünün, siyasi çıkarlara feda edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Bu sözler, sadece bir din adamının şahsi görüşü olmanın ötesinde, Ermenistan gibi kilisenin toplumsal hayatta merkezi bir rol oynadığı bir ülkede, iktidar ile geleneksel dini otorite arasındaki mücadelenin derinleştiğine dair güçlü bir işaret olarak yorumlandı. Analistlere göre, bu açıklama, devletin dini kurumları daha fazla kontrol altına alma ve eleştirel sesleri susturma çabalarının bir tezahürüydü. Haçatryan, kilisenin devlete tabi bir kurum değil, bağımsız bir manevi rehber olması gerektiği konusundaki ısrarını vurguladı.
Basın toplantısının bir diğer dikkat çeken detayı ise Başpiskopos’un ülkenin güçlü güvenlik kurumu Ulusal Güvenlik Servisi (SNB) ile olan temaslarına ilişkin açıklamalarıydı. Haçatryan, SNB yetkilileriyle defalarca görüştüğünü, ancak bu görüşmelerin resmi bir “çağrı” veya celpten ziyade, muğlak ifadelerle “görüşmeye davet” şeklinde gerçekleştiğini anlattı. Bu ayrım, sürecin yasal prosedürlerden ziyade baskıcı bir nitelik taşıdığına dair endişeleri artırdı. Din adamı, bu davetlerin amacının kendisini sindirmek ve kilisenin devlet politikaları karşısındaki tutumunu yumuşatmak olduğunu ima etti.
Haçatryan’ın bu çıkışının ardından, sadece 24 saat geçmeden gözaltına alınması, ülkede ve diasporada şok etkisi yarattı. Olay, ifade özgürlüğü, din ve devlet işlerinin ayrılığı ve muhalif seslere tahammül konularında yeniden sert bir tartışma başlattı. Kilise cemaati içinde hükümeti protesto eden gruplar oluşurken, uluslararası insan hakları örgütleri durumu yakından izlemeye başladı.
Ermenistan’ın son yıllarda yaşadığı siyasi ve sosyal dönüşümlerin gölgesinde, Başpiskopos Arşak Haçatryan’ın yaşadıkları, sıradan bir hukuki soruşturmanın çok ötesine işaret ediyor. Bu olay, bir ulusun kimlik mücadelesinde, kilisenin rolünün ne olacağına dair temel bir çatışmanın somut bir yansıması olarak tarihe geçiyor. Gözaltı sonrası sürecin nasıl ilerleyeceği ve bu krizin Ermenistan’ın sosyopolitik dokusunda nasıl bir iz bırakacağı ise tüm dünyanın merakla beklediği bir soru olarak önümüzde duruyor.