Çifte Vatandaşlık Krizi: Trump Ailesi, Bir Cumhuriyetçi Senatörün Tasarısıyla Nasıl Karşı Karşıya Geldi?
Washington’daki siyasi koridorlarda dolaşan yeni bir yasa tasarısı, Amerikan vatandaşlığının doğasını ve “ulusal sadakati” yeniden tanımlamaya yönelik radikal bir adım olarak dikkat çekiyor. Cumhuriyetçi Senatör Bernie Moreno’nun kaleme aldığı 2025 Özel Vatandaşlık Yasası, ülke tarihinde benzeri görülmemiş bir kısıtlamayı gündeme getiriyor: Hiçbir Amerikan vatandaşının, başka bir ülkenin vatandaşlığını taşımasına izin verilmeyecek. Ancak tasarının yaratabileceği siyasi ve kişisel çelişkiler, özellikle de eski Başkan Donald Trump’ın ailesi söz konusu olduğunda, derhal su yüzüne çıktı.
Bir Yıllık Ültimatom: “Ya Bırak, Ya Kaybet”
Tasarının metni, mevcut durumda çifte vatandaşlığa sahip olan milyonlarca Amerikalı için sert bir ültimatom niteliğinde. Yasa yürürlüğe girerse, bu kişilere sadece 1 yıl süre tanınacak. Bu bir yıl içinde, Amerikan vatandaşlığı dışındaki tüm diğer vatandaşlıklardan resmi olarak çıkmaları gerekecek. Aksi takdirde, otomatik olarak Amerikan vatandaşlıklarını kaybetmiş sayılacaklar. Bu hüküm, doğuştan çifte vatandaş olanlar da dahil olmak üzere, herkesi kapsayacak şekilde tasarlanmış durumda.
Senatör Moreno, tasarıyı savunurken Fox News’e yaptığı açıklamada, “ABD vatandaşlığı hayatımın en büyük onurlarından biridir. Bir Amerikalı yalnızca ABD’ye sadakat göstermelidir. Çifte vatandaşlık, bölünmüş bağlılıklar yaratır ve bu, ulusal güvenlik ve birlik açısından kabul edilemez bir durumdur” ifadelerini kullandı. Kolombiya doğumlu olan ve sonradan ABD vatandaşı olan Moreno, bu argümanı kişisel bir inanç meselesi olarak sunuyor.
Tasarının Görünmeyen Hedefi: Trump Ailesi
Ancak senatörün gözden kaçırdığı ya da görmezden geldiği son derece kritik bir detay var: Eski First Lady Melania Trump ve oğlu Barron Trump. Her ikisi de halen hem Amerikan hem de Slovenya vatandaşlığına sahip. Melania Trump, 2006 yılında Amerikan vatandaşlığına geçmiş olsa da, anavatanı Slovenya’nın pasaportunu ve vatandaşlık haklarını muhafaza etti. Bu durum, onun doğduğu ülkeyle olan bağlarını korumasının yanı sıra, uluslararası seyahat ve miras hukuku gibi konularda esneklik sağlıyor.
Barron Trump’ın durumu ise daha da ilginç. Güncel haberler ve göçmenlik uzmanlarının analizlerine göre, Barron’ın Slovenya vatandaşlığı, Melania Trump tarafından sonradan yapılan bir başvuru ile elde edildi. Bu stratejik hamlenin ardındaki amaç, Barron Trump’ın gelecekte eğitim, kariyer ve miras hukuku gibi alanlarda Avrupa Birliği içinde daha geniş seçeneklere ve haklara sahip olmasını sağlamaktı. Dolayısıyla, Moreno’nun tasarısı doğrudan eski başkanın ailesini hedef alıyor gibi görünmese de, pratikte onların yasal statülerini derinden etkileyecek.
Hukuki ve Siyasi Açmazlar: Anayasal Engel ve Milyonların Kaderi
Tasarı, yalnızca Trump ailesi için değil, geniş bir kesim için ciddi sorunlar barındırıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde çifte vatandaşlık, uzun yıllardır tamamen yasal ve son derece yaygın bir durum. Özellikle göçmen kökenli topluluklarda, aile bağlarını sürdürmenin bir yolu olarak görülüyor. Dahası, Amerikan hukuk sisteminin temel taşlarından biri, hiçbir vatandaşın uluslararası hukuk ve ABD Anayasası gereği zorla vatandaşlıktan çıkarılamayacağıdır. Bu prensip, tasarının önündeki en büyük hukuki engeli oluşturuyor.
Melania Trump’ın eski göçmenlik avukatı Michael Wildes, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede tasarının gerçekçilikten uzak olduğunu vurguladı. Wildes, “Bu tasarı, doğuştan çifte vatandaş olan milyonlarca Amerikalıyı, aile bağlarını ve kültürel kimliklerini tamamen yok sayıyor. Yasalaşmamış bir tasarı, sadece bir kağıt parçasıdır. Mevcut anayasal korumalar ve uluslararası teamüller karşısında hayata geçmesi neredeyse imkansız” dedi.
Sonuç: Siyasi Sembolizm mi, Gerçekçi Politika mı?
Bernie Moreno’nun 2025 Özel Vatandaşlık Yasası, göçmenlik ve milliyetçilik tartışmalarının yeniden alevlendiği bir dönemde, sembolik bir siyasi hamle olarak değerlendiriliyor. Tasarı, seçim dönemi öncesinde “sadakat” ve “ulusal kimlik” gibi temalarla tabanı mobilize etmeyi amaçlıyor olabilir. Ancak, Trump ailesi gibi Cumhuriyetçi Parti’nin merkezinde yer alan isimleri bile potansiyel olarak “hedef” haline getirmesi, tasarının parti içinde dahi nasıl bölücü bir etki yaratabileceğini gösteriyor.
Uzmanlar, tasarının Kongre’den geçme ihtimalinin oldukça düşük olduğu konusunda hemfikir. Fakat bu teklif, Amerikan siyasetindeki giderek sertleşen göçmenlik söylemlerinin ve vatandaşlık tanımının nasıl bir siyasi silaha dönüşebileceğinin çarpıcı bir göstergesi. Melania ve Barron Trump’ın Slovenya pasaportları, bu tartışmanın sadece teoride kalmadığını, en üst siyasi çevrelerin bile içinde bulunduğu bir gerçekliği ortaya koyuyor. Sonuç olarak, bu kağıt üzerindeki yasa teklifi, Amerikan demokrasisinin çok-kültürlü yapısı ile tekçi milliyetçi söylemler arasındaki gerilimi bir kez daha su yüzüne çıkardı.
Haber, Senatör Bernie Moreno’nun yasa teklifi metni, Fox News röportajı, Newsweek’te yer alan Michael Wildes açıklamaları ve Melania Trump’ın göçmenlik geçmişine dair kamuya açık belgeler referans alınarak detaylandırılmış ve genişletilmiştir.