Mersin’de Polis Kılığında Dolandırıcılık: Suriyeli Kadının 400 Gram Altını Nasıl Çalındı?
Mersin’in Yenişehir ilçesinde, telefonla yapılan ve klasik dolandırıcılık yöntemlerini andıran bir suç, kurbanın tüm birikimini hedef aldı. 40 yaşındaki Suriye uyruklu Rawia Sekkawi‘nin başına gelenler, vatandaşların kimlik avı ve sahte yetkili tuzağına karşı nasıl tetikte olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Telefondaki “Resmi” Ses: “Kimliğinizle İşlem Yapılmış”
14 Kasım tarihi, Rawia Sekkawi için sıradan başlayan bir gündü. Ta ki telefonu çalana kadar. Hattın diğer ucundaki kişi veya kişiler, kendilerini polis memuru olarak tanıtarak Sekkawi’yi derhal telaşa sevk ettiler. Kurbanı ikna etmek için kullandıkları senaryo, maalesef halen etkili olan bir klasikti: “Dolandırıcılar sizin kimliğinizi kullanarak çeşitli işlemler yapmış. Banka hesaplarınız ve değerli eşyalarınız risk altında.”
Zanlılar, bu açıklamanın ardından güven tazelemek ve işbirliği sağlamak adına sözde bir “resmi prosedür”den bahsettiler. Rawia Sekkawi’ye, elindeki nakit para, döviz ve özellikle de aile yadigarı veya birikimi olan 400 gram altını güvenli bir şekilde “kontrol edeceklerini”, işlem sonrasında aynen iade edeceklerini söylediler. Telefonda kurulan bu otoriter ve inandırıcı diyalog, mağdurun şüphelerini bastırmaya yetti.
Evdeki Baskın: Poşetle Gelen Kayıp
Telefon görüşmesinin hemen akabinde, planın ikinci aşaması devreye girdi. Sekkawi’nin ikametgah adresine, muhtemelen telefonu açan kişiyle irtibatlı bir şüpheli geldi. Bu kişi, telefonla kurulan güvenin fiziki temsilcisi gibi davrandı. Rawia Sekkawi, kendisine söyleneni yaparak, içerisinde 400 gram altın, 7 bin Türk Lirası ve 200 Amerikan Doları bulunan bir poşeti bu şahsa teslim etti. Şüpheli, poşeti aldıktan sonra sakin bir şekilde olay yerinden uzaklaştı.
Ancak, söz verilen “kontrol” süresi geçmesine rağmen haber gelmeyince, Sekkawi’nin aklına ilk şüphe düştü. Geri dönüş yapılmaması ve iletişim kanallarının kesilmesiyle birlikte, acı gerçek anlaşıldı: Polis diye kandırıldığı kişiler, organize bir dolandırıcılık çetesinin üyeleriydi ve tüm birikimi bir anda yok olmuştu.
Polisin Hızlı Operasyonu: Kameralar ve Konaklama Tesisi Baskını
Durumu fark eden Rawia Sekkawi, hiç vakit kaybetmeden Mersin İl Emniyet Müdürlüğü‘ne giderek şikayetçi oldu. İhbar, Asayiş Şubesi’ne bağlı Dolandırıcılık Büro Amirliği ekiplerine ulaştırıldı. Ekipler, olay yerinde ve çevrede inceleme başlattı.
Soruşturmanın en kritik aşaması, olay yerindeki ve civardaki güvenlik kamerası kayıtları oldu. Teknik takip ve fiziki iz sürme çalışmaları sonucunda, poşeti alan şüphelinin kimliği ve hareketleri tespit edilebildi. Daha da önemlisi, bu şahıs üzerinden yapılan araştırmalar, operasyonun ikinci zanlısını da ortaya çıkardı.
Elde edilen tüm delil ve bilgiler ışığında, olaydan sadece iki gün sonra, 16 Kasım’da, ekipler operasyon için harekete geçti. Zanlıların, şehirde bir konaklama tesisinde saklandıkları belirlendi. Düzenlenen baskınla, A.G. ve R.Y. isimli iki zanlı, henüz elden çıkaramadıkları Rawia Sekkawi’ye ait altın ve paralarla birlikte suçüstü halinde yakalandı.
Adalet Yolu: Zanlılar Tutuklandı
Yakalanan iki zanlı, emniyet müdürlüğünde gerekli ifade ve işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimliği, “güçlü suç şüphesi” ve delillerin varlığı gerekçeleriyle her iki zanlı hakkında da tutuklama kararı verdi. Zanlılar, cezaevine gönderilerek yargı sürecinin başlamasını beklemeye başladı.
Uzmanlar Uyarıyor: “Resmi Kurumlar Telefondan Para veya Kıymetli Eşya Talep Etmez”
Bu olay, özellikle göçmen ve mülteci topluluklarının hedef alındığı dolandırıcılık vakalarının ne yazık ki son örneğini oluşturuyor. Emniyet yetkilileri ve siber güvenlik uzmanları, vatandaşları sık sık uyarıyor: Hiçbir resmi kurum (polis, banka, vergi dairesi vb.) telefon, e-posta veya mesaj yoluyla sizden şifre, PIN kodu, altın, nakit para veya kıymetli eşya talep etmez. Bu tarz bir iletişimle karşılaşanların, hemen ilgili kurumun resmi telefon numarasından (örneğin polis için 155) arayarak bilgi doğrulaması yapması ve asla kişisel bilgilerini paylaşmaması hayati önem taşıyor. Rawia Sekkawi’nin yaşadıkları, bu uyarıların ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi.