Dünya

Almanya, Avrupa’nın en güçlü ordusunu kuracak






Almanya’nın Askeri Dönüşümü: Zeitenwende ile Avrupa’nın Kalbinde Yeni Bir Ordu


Almanya’nın Askeri Dönüşümü: Zeitenwende ile Avrupa’nın Kalbinde Yeni Bir Ordu

Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana, düşük yoğunluklu barışı koruma misyonları ve savunmada kolektif güvenlik şemsiyesine odaklanan Almanya, tarihi bir stratejik dönüşümün eşiğinde. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, küresel güç dengelerindeki kaymalar ve transatlantik ilişkilerdeki belirsizlikler, Berlin’i yüzyılın en kapsamlı askeri modernizasyon ve güçlendirme hamlelerinden birini başlatmaya zorladı. Hedef, 2030’lu yıllara kadar “Avrupa’nın en güçlü konvansiyonel ordusuna” sahip olmak.

Zeitenwende: Bir Çağın Sonu, Yeni Bir Dönemin Başlangıcı

2022 yılında Şansölye Olaf Scholz tarafından ilan edilen “Zeitenwende” (Çağ Değişimi) doktrini, Almanya’nın onlarca yıllık savunma ve güvenlik politikalarını temelden değiştiren bir milat oldu. Bu doktrin, Soğuk Savaş sonrası dönemin rahatlatıcı varsayımlarını terk ederek, yüksek yoğunluklu bir çatışma ihtimaline hazır, sanayi odaklı, caydırıcılığı yüksek ve proaktif bir savunma anlayışını benimsedi. Mevcut muhalefet lideri ve eski bir savunma uzmanı olan Friedrich Merz de bu hedefi sık sık vurgulayarak, Alman ordusunun bu iddialı konuma ulaşacağı sözünü veriyor.

“Bu, bize ilk kez erken uyarı sağlama ve halkımızı ve altyapımızı uzun menzilli balistik füzelerden koruma imkanı veriyor. Avrupa’daki ortaklarımız arasında benzeri olmayan bu stratejik yetenekle, Avrupa’nın kalbinde merkezi rolümüzü güvence altına alıyoruz.”

– Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius

Sayılarla Bundeswehr’in Büyüme Yol Haritası

Almanya Silahlı Kuvvetleri (Bundeswehr), uzun yıllar personel azlığı, eskiyen teçhizat ve bütçe kısıtlamaları ile mücadele etti. Ancak yeni strateji, sadece teknolojik yatırımı değil, aynı zamanda insan kaynağını da ön plana çıkarıyor.

263.000
Mevcut Toplam Personel (182.000 üniformalı + 81.000 sivil)
260.000
2035 Profesyonel Asker Hedefi
200.000
Hazır Yedek Kuvvet Planı
460.000
Uzun Vadeli Toplam Personel Vizyonu

Bu büyüme planı, ordunun demografik yapısını da yansıtıyor. Savunma Bakanlığı verilerine göre, halihazırda Bundeswehr personelinin %9’unu göçmen kökenliler oluşturuyor. Bu, Almanya’nın çok kültürlü toplum yapısını orduda da temsil etme ve yetenek havuzunu genişletme çabasının bir göstergesi.

Finansal Dev Yatırım: Savunma Bütçesinde Tarihi Artış

Stratejik dönüşüm, kağıt üzerinde kalmayacak kadar ciddi bir finansal kaynak ayrılmasını gerektiriyor. Almanya, NATO’nun GSYİH’nın %2’si savunma harcaması hedefini yakaladı ve bunu çok daha ötelere taşımayı planlıyor.

2026 yılı için dış güvenliğe ayrılan kaynak 108 milyar euro’nun üzerinde olacak. Bu rakam, sadece savunma bakanlığı harcamalarını değil, uluslararası güvenlik işbirliği ve kalkınma yardımlarını da kapsıyor. Saf savunma harcamaları ise 2029 yılına gelindiğinde yaklaşık 152 milyar euro’ya ulaşacak. Bu fonlar, yeni nesil savaş uçakları, tanklar, deniz platformları ve siber savunma sistemleri gibi kritik alanlara yatırılacak.

Arrow 3: Avrupa Gökyüzünün Yeni Kalkanı

Almanya’nın askeri modernizasyonundaki somut adımlardan biri, bugün faaliyete geçirilen İsrail yapımı Arrow 3 hava savunma füze sistemi oldu. Bu sistem, sadece bir silah envanteri artışı değil, stratejik bir yetenek sıçraması anlamına geliyor.

İsrail ve ABD tarafından ortaklaşa geliştirilen Arrow 3, geleneksel hava savunma sistemlerinin çok ötesinde bir kabiliyete sahip. Sistem, atmosferin dışına, uzayın başlangıcına kadar çıkarak, uzun menzilli balistik füzeleri doğrudan vuruşla imha edebiliyor. Bu, Avrupa topraklarını olası bir kıtalararası balistik füze tehdidine karşı koruyabilecek ilk ve tek katmanı oluşturuyor.

3 milyar 600 milyon euro tutarındaki anlaşma kapsamında Almanya, İsrail dışında bu sistemi kullanan ilk ülke olacak. Sistemin ilk bataryası, Berlin’in güneyindeki Schönewalde-Holzdorf Hava Üssü’nde konuşlandırıldı. Toplamda üç farklı noktada faaliyete geçecek sistem, Bakan Pistorius’un da vurguladığı gibi, sadece Almanya’yı değil, müttefiklerini de koruyacak ve “NATO’nun Avrupa ayağını” güçlendirecek.

Jeopolitik Arka Plan: Neden Şimdi?

Almanya’nın bu radikal dönüşümü, boşlukta gerçekleşmiyor. Üç temel faktör bu süreci hızlandırıyor:

1. Rusya Tehdidinin Yeniden Canlanması: Ukrayna savaşı, Avrupa’nın doğusunda yüksek yoğunluklu bir konvansiyonel savaşın geri dönebileceği gerçeğini acımasızca hatırlattı.

2. ABD’nin Önceliklerindeki Değişim: ABD’nin stratejik odak noktasının Hint-Pasifik bölgesine kayması, Avrupalı müttefiklerin kendi güvenliklerinde daha fazla sorumluluk alması gerektiği fikrini güçlendirdi.

3. Transatlantik İlişkilerdeki Belirsizlik: Gelecek ABD seçimleri ve Atlantik’in iki yakasındaki siyasi dalgalanmalar, Almanya’nın daha bağımsız ve kendine yeterli bir savunma yapısı inşa etme ihtiyacını artırıyor.

Sonuç olarak, Almanya’nın askeri gücünü yeniden inşa etme çabası, basit bir silahlanma yarışı değil. Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana şekillenen temkinli dış politika kimliğinden, Avrupa güvenliğinin başat aktörü olmaya doğru tarihi bir geçişin işareti. Bundeswehr’in sayısal büyüklüğü, Arrow 3 gibi ileri teknoloji sistemleri ve devasa savunma bütçesi, Berlin’in yeni jeopolitik gerçeklikler karşısında “Zeitenwende”yi hayata geçirmekte kararlı olduğunu gösteriyor. Sürecin başarısı, yalnızca Almanya’nın değil, tüm Avrupa’nın gelecekteki güvenlik mimarisini şekillendirecek.


İlgili Haberler

AB’den Ukrayna’ya iki seçenekli finansal destek planı

haberci

Yeni dönemde kimler risk altında? AB’den Suriyeli sığınmacılar için yeni rehber

haberci

ABD’de kürtaj tartışması yeniden Yüksek Mahkeme’ye taşındı

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası