Dünya

ABD’de kürtaj tartışması yeniden Yüksek Mahkeme’ye taşındı






ABD’de Kürtaj Savaşları: Yüksek Mahkeme ve Kongre’de Kritik Kavşak

ABD’de Kürtaj Savaşları: Yüksek Mahkeme ve Kongre’de Kritik Kavşak

Amerika Birleşik Devletleri’nde kürtaj haklarına ilişkin hukuki ve siyasi mücadele, iki ayrı ve yüksek profilli cephede tarihi bir yoğunluğa ulaştı. Bir tarafta, Yüksek Mahkeme, kürtaj karşıtı gebelik merkezlerinin bağışçı gizliliği ile eyalet soruşturma yetkileri arasındaki gerilimi tartışırken, diğer tarafta Kongre, milyonlarca vatandaşın sağlık sigortasına erişimini doğrudan etkileyen kritik fonları, derinleşen kürtaj siyasetine bağlamış durumda. Bu ikili kriz, ülkenin Roe v. Wade kararının bozulmasından sonraki dönemde yaşadığı derin bölünmeyi ve hukukun siyasetle nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor.

Yüksek Mahkeme’de İfade Özgürlüğü ve Soruşturma Otoritesi Çatışması

New Jersey’de faaliyet gösteren First Choice Kadın Kaynak Merkezleri (First Choice Women’s Resource Centers) adlı kuruluş, eyalet başsavcılığının soruşturmasının odağında. Demokrat Başsavcı Matthew Platkin, bu merkezlerin, kürtaj ve diğer üreme sağlığı hizmetleri sundukları izlenimi vererek kadınları yanıltıp yanıltmadığını araştırıyor. Soruşturma, 2022’de Roe v. Wade’in bozulmasının ardından Platkin’in, halkı bu tür merkezlerin “kürtaj hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgi sağlayabileceği” konusunda uyaran bir bildiri yayımlamasıyla bağlantılı.

2023’te, eyaletin tüketiciyi koruma yasaları kapsamında, Platkin First Choice’a bir mahkeme celbi gönderdi ve kurumun iç kayıtlarını, bağışçı ve doktor listeleri de dahil olmak üzere, talep etti. Ancak kayıtların teslim tarihinden günler önce, kuruluş federal mahkemede dava açarak başsavcıya karşı harekete geçti. Cumhuriyetçi eğilimli avukatlık grubu Alliance Defending Freedom (ADF) tarafından temsil edilen First Choice, bu talebin, ABD Anayasası’nın Birinci Değişikliği ile korunan ifade ve örgütlenme özgürlüklerini ihlal ettiğini iddia ediyor. Kuruluş, bağışçıların kimliklerinin ifşasının, bağış ilişkilerine onarılamaz zarar vereceğini ve faaliyetlerini ciddi şekilde engelleyeceğini savunuyor.

Beklenmedik İttifaklar ve Usul Savaşı

Dava, alışılmadık bir hizalanmaya yol açtı. Genellikle ilerici davalarda yer alan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU), First Choice lehine bir yasal görüş sundu. ACLU, bağışçı listelerinin zorla açıklanmasının, bağış yapma konusunda “caydırıcı bir etki” yaratarak ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini ve bu taktiğin farklı siyasi görüşteki başsavcılar tarafından kötüye kullanılabileceğini vurguladı. Örnek olarak, Florida’da drag şov düzenleyen işletmelere yönelik benzer celpler gösterildi.

Yüksek Mahkeme’nin önündeki temel mesele, davayı esastan incelemek değil. Yargıçlar, davanın usulen “olgun” (ripe) olup olmadığını, yani First Choice’un federal mahkemeye başvurmak için doğru zamanı seçip seçmediğini değerlendirecek. Alt mahkemeler, eyalet mahkemesi celbi henüz uygulamaya çalışmadığı için davayı erken bulmuş ve reddetmişti. First Choice ise, federal medeni haklar yasasının, anayasal haklarını savunmaları için bir federal forum garantisi amaçladığını, eyalet mahkemesine gitmeye zorlanmanın bu hakkı baltalayacağını ileri sürüyor. Mahkemenin kararı, bu tür anayasal iddiaların federal mahkemelerde nasıl ve ne zaman takip edilebileceğine dair önemli bir emsal oluşturacak.

Kongre’de Sağlık Sigortası ile Kürtaj Kısıtlamaları Kilitlendi

Yüksek Mahkeme koridorlarındaki bu ince hukuki tartışmanın aksine, Kongre’deki mücadele milyonlarca Amerikalının cebini ve sağlık güvenliğini doğrudan etkileyecek somut sonuçlar barındırıyor. Geçen ay, Cumhuriyetçi senatörler, Uygun Bakım Yasası (Obamacare) kapsamındaki kritik prim sübvansiyonlarının uzatılmasını, daha katı kürtaj kısıtlamalarının getirilmesine bağladı. Yıl sonunda sona erecek olan bu fonlar uzatılmazsa, tahminen 20 milyondan fazla kişi sağlık sigortası primlerinde keskin artışlarla karşı karşıya kalabilir.

Senato Cumhuriyetçi liderliğinden gelen talep nettir. Senatör John Thune, “Hyde korumaları olmadan bir yıllık bir uzatma teklifi masaya bile gelemez” açıklamasını yaparak, uzatmanın, kürtaj fonlamasını kısıtlayan Hyde Değişikliği hükümlerinin genişletilmesi şartına bağlı olduğunu duyurdu. Bu pozisyon, Senatörler Mike Rounds, Steve Daines ve Mike Lee gibi diğer önde gelen Cumhuriyetçiler tarafından da paylaşılıyor.

Hyde Değişikliği ve “Hyde Artı-Artı” Talebi

Demokratlar ise bu talebe şiddetle karşı çıkıyor. New Hampshire Senatörü Jeanne Shaheen, “Bu, müzakereye açık bir konu değil. Bu konuyu zaten çözmüştük” diyerek tavrını netleştirdi. Demokratlar ve bağımsız uzmanlar, mevcut yasanın zaten Hyde Değişikliği uyarınca federal fonların Obamacare planları üzerinden kürtajı finanse etmesini yasakladığını savunuyor. Georgetown Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Profesör Katie Keith, prim vergi kredilerinin de bu yasağın kapsamında olduğunu teyit ediyor.

Ancak Cumhuriyetçilerin talebi daha ileri gitmeyi hedefliyor. Keith’in “Hyde artı-artı” olarak tanımladığı bu talep, eyaletlerin veya özel sigortacıların, sigortalıların ayrı bir ücret ödeyerek kürtaj teminatı satın almasına izin veren mevcut düzenlemeleri de engellemeyi amaçlıyor. Keith, “Bu, federal fonların hizmete değil, ayrı finanse edilse bile teminata akmasıyla ilgili. Kürtaj teminatını tamamen ortadan kaldırmak istiyorlar” diyerek durumu özetliyor.

Sonuç: Bir Ulusun Bölünmüşlüğünün İki Yansıması

Yüksek Mahkeme’deki usuli dava ve Kongre’deki bütçe pazarlığı, aynı paranın iki yüzü gibi. Biri, devlet otoritesi, ifade özgürlüğü ve mahkeme erişimi arasındaki dengeleri ince hukuki dokunuşlarla tartışırken; diğeri, siyasi iradenin, vatandaşların temel sağlık hizmetlerine erişimini nasıl bir pazarlık kozuna dönüştürebildiğini acımasızca sergiliyor. Her iki cephede de verilecek kararlar, yalnızca kürtaj politikasının değil, aynı zamanda Amerikan anayasal demokrasisinin ve sosyal güvenlik ağının gelecekteki çerçevesini çizecek. Ülke, Roe v. Wade sonrası dönemin karmaşasında, bu ikiz krizlerin sonuçlarıyla yüzleşmeye hazırlanıyor.


İlgili Haberler

Trump, toplantıda gözlerini açık tutamadı

haberci

Güneydoğu Asya’nın sel ve heyelan bilançosu

haberci

İsrail, Hamas’ın Kızılhaç’a teslim ettiği esir cesedini aldığını duyurdu

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası