Bir Salgının Yıkımı: Yunanistan’da Hayvancılık ve Feta Peyniri Sektörü Çöküşün Eşiğinde
Yunanistan’ın verimli ovaları ve geleneksel çiftlikleri, görünmez bir düşmanın yarattığı sessiz bir felaketin sahnesine dönüştü. Ülkenin kuzeyinde Ağustos 2024’te ortaya çıkan ve hızla yayılan bir hayvan hastalığı, on binlerce koyun ve keçinin itlaf edilmesine yol açarak, yalnızca hayvancılık sektörünü değil, Yunanistan’ın gastronomi kimliğinin simgelerinden biri olan feta peyniri üretimini de derinden sarsıyor. Yaşananlar, çiftçilerin geçim kaynaklarını yok etmenin ötesinde, ulusal bir ekonomik ve kültürel mirası tehdit ediyor.
Çiftliklerdeki Sessiz Çığlık: “Ahırın Boşaldığı O Gün Çok Yıkıcıydı”
Salgının ağır darbe vurduğu bölgelerin başında Tesalya geliyor. Karditsa’da hem 650 başlık bir sürüyü işleten hem de bir veteriner hekim olan Anastasia Siourtou, yaşadığı travmayı kelimelere dökmekte zorlanıyor. 12 Kasım’da sürüsünde virüs tespit edilmesinin ardından, tüm hayvanlarının imha edildiği o günü anlatırken, “Ahırın tamamen boşaldığı o gün çok yıkıcıydı. Onları koruyamadığımı hissettim” diyor. Siourtou, hastalığın yayılmasından, komşu bir çiftlikte gizlenen vakaların sorumlu olduğuna inanıyor. Bu durum, salgın yönetimindeki denetim zafiyetlerini ve şeffaflık eksikliğini acı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Karditsa yakınlarında 873 hayvanını aynı kaderle kaybeden çiftçi Tassos Manakas ise yaşadığı şoku fizyolojik bir tepkiyle tarif ediyor: “O gün kanım çekilmiş gibiydi.” Rizomylos’ta çiftçilik yapan Haris Seskliotis için bu, iki yıl içinde yaşadığı ikinci büyük kayıp. Seskliotis, çaresizliğini, “Bildiğimiz tek iş bu, başka bir geçim yolumuz yok” sözleriyle ifade ediyor. Bu cümleler, bölgedeki yüzlerce aile işletmesinin içinde bulunduğu varoluşsal krizi özetliyor.
Rakamlarla Felaket: Sürü Varlığının %5’i Yok Oldu
Yunanistan Tarım Bakanlığı’nın kasım ayı ortasına ait verileri, krizin boyutlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Ülke genelinde 1.702 vaka kaydedildi ve itlaf edilen hayvan sayısı, toplam koyun-keçi sürü varlığının yaklaşık %4-5’ine ulaştı. Mevzuat gereği, bir çiftlikte tek bir hayvanda dahi hastalık belirtisi tespit edilmesi, o işletmedeki tüm sürünün imhasını zorunlu kılıyor. Bu katı protokol, hastalığın yayılmasını engellemeyi hedefliyor ancak uygulama, çiftçiler için telafisi imkansız ekonomik kayıplar anlamına geliyor.
Feta Peyniri Tehlikede: 785 Milyon Euroluk İhracat Sektörü Sallantıda
Salgının etkileri, tarlalardan mandıralara, oradan da uluslararası market raflarına kadar uzanıyor. Yunanistan’da üretilen koyun ve keçi sütünün yaklaşık %80’i, Avrupa Birliği coğrafi işaret korumasına sahip otantik feta peynirinin hammaddesini oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl 785 milyon euro değerinde feta ihracatı gerçekleştiren ülke için bu, stratejik öneme sahip bir sektör.
Ancak süt tedarik zincirinde yaşanan ani ve keskin düşüş, mandıraları zor durumda bırakmaya başladı. Tesalya Üniversitesi’nden Prof. Dimitris Gougoulis, durumu endişeyle değerlendiriyor: “Süt üretimindeki daralma, feta peyniri arzını istikrarlı bir şekilde sürdürmeyi giderek zorlaştırıyor. Üretim maliyetlerinde önemli artışlar ve nihai tüketiciye yansıyacak fiyat dalgalanmaları kaçınılmaz görünüyor.” Uzmanlar, önümüzdeki aylarda raflarda feta peyniri bulmakta güçlük çekilebileceği ve fiyatların önemli ölçüde yükselebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Çiftçilerden Yükselen Öfke: Düşük Tazminatlar ve Geç Kalınmış Müdahaleler
Yaşanan büyük kayıplar karşısında, hükümetin tepkisi ve sunduğu destek mekanizmaları ise ağır eleştirilere maruz kalıyor. İtlaf edilen her hayvan için devlet tarafından ödenen 132 ile 220 euro arasında değişen tazminatlar, çiftçiler tarafından “alay edercesine düşük” olarak nitelendiriliyor. Bu miktarlar, bir hayvanın piyasa değerinin ve yeniden yetiştirilme maliyetinin çok altında kalıyor.
Eleştiriler yalnızca tazminatlarla sınırlı değil. Salgın yönetimine dair ciddi soru işaretleri bulunuyor:
- İlk vakanın görülmesinden tam 14 ay sonra bir Uzman Komitesi’nin kurulmuş olması, müdahalede ciddi bir gecikme olduğunu gösteriyor.
- Veteriner hizmetlerinde yaşanan kronik personel eksikliği, sahada etkin denetim ve hızlı müdahaleyi engelliyor.
- Hastalığın tespit edildiği bölgelerde yeterli ve etkili karantina önlemlerinin alınmamış olması, virüsün kontrolsüz bir şekilde yayılmasına zemin hazırladı.
Bu faktörlerin bir araya gelmesi, önlenebilir olabilecek bir salgının, ülke çapında bir felakete dönüşmesine yol açtı. Çiftçi birlikleri ve sektör temsilcileri, acilen daha kapsamlı bir finansal destek paketi, sektörün yeniden yapılandırılması için uzun vadeli bir plan ve salgın yönetim protokollerinin kökten revize edilmesi çağrısında bulunuyor.
Yunanistan’da yaşanan bu kriz, sadece yerel bir hayvan sağlığı sorununun ötesinde, küresel gıda tedarik zincirlerinin ne kadar kırılgan olabileceğini, geleneksel üretimin korunmasının önemini ve tarım politikalarında proaktif olmanın hayati değerini bir kez daha tüm dünyaya hatırlatıyor. Feta peynirinin geleceği, bugün Tesalya’nın boşaltılan ahırlarında yazılıyor.