Gündem

Uzmanlar açıkladı: Kadınlarda 50 yaş sonrası kemikleri güçlendiren 5 besin






50 Yaş Üstü Kadınlarda Kemik Sağlığı: Uzmanlar Bu 5 Besini İşaret Ediyor

Menopoz Sonrası Kemik Sağlığını Korumak: Beslenmede Kritik Dönemeç ve 5 Güçlü Müttefik

Ellili yaşlar, kadın sağlığında önemli bir dönüm noktasını işaret eder. Menopozla birlikte vücutta başlayan hormonal değişimler, özellikle östrojen seviyelerindeki belirgin düşüş, kemik metabolizmasını derinden etkiler. Bu süreçte, vücudun kalsiyumu emme ve kullanma verimliliği azalırken, kemik yıkım hızı yapım hızını geçmeye başlar. Bu doğal ancak kritik fizyolojik değişim, osteoporoz (kemik erimesi) riskinde ciddi bir artışa zemin hazırlar. İşte tam da bu noktada, beslenme alışkanlıkları, sadece genel sağlık için değil, iskelet sisteminin gücünü ve dayanıklılığını korumak adına hayati bir önem kazanır.

Beslenme uzmanları, kemik sağlığının korunmasının yalnızca kalsiyumla sınırlı olmadığını vurguluyor. D vitamini, magnezyum, K vitamini ve antioksidanlar, kemik dokusunun sağlıklı kalması ve kendini yenilemesi için bir ekip gibi çalışan temel besin ögeleridir. EatingWell dergisinin uzman kaynaklara dayanarak derlediği bilgilere göre, 50 yaşını geçen kadınların beslenme planına mutlaka dahil etmesi gereken, bilimsel araştırmalarla desteklenmiş beş etkili besin öne çıkıyor.

1. Yeşil Yapraklı Sebzeler: Kemik Remodeling’inin Doğal Aktivatörleri

Diyetisyen Melinda Piatek, lahana, karalahana, ıspanak ve pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri, kemik sağlığı için birer “süper gıda” olarak nitelendiriyor. Bu sebzeler, sadece yüksek miktarda kalsiyum içermekle kalmaz, aynı zamanda bu kalsiyumun vücut tarafından yüksek biyoyararlanım ile kullanılmasını sağlar. Daha da önemlisi, kemik matriksinin oluşumunda ve kalsiyumun kemikte doğru şekilde tutulmasında kilit rol oynayan K vitaminini ve kemik yapısının temel taşlarından biri olan magnezyumu bol miktarda barındırır.

Kemikler statik değil, dinamik dokulardır. Sürekli olarak yıkılıp yeniden yapılırlar; bu sürece “kemik remodelingi” adı verilir. Yeşil yapraklı sebzelerdeki mikro besinler, bu yenilenme sürecinin sağlıklı işlemesi için hayati öneme sahiptir. Ayrıca içerdikleri potasyum ve güçlü antioksidan bileşikler (lutein, zeaksantin gibi), vücuttaki iltihabı azaltarak kemik yıkımını tetikleyen kronik enflamatuar süreçlere karşı koruma sağlar. Yapılan bilimsel çalışmalar, K vitamini açısından zengin yeşillikleri düzenli tüketen kadınlarda kalça kırığı riskinin belirgin şekilde daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır.

2. Kuru Erik: Menopoz Dönemi için Bilimsel Olarak Kanıtlanmış Bir Destek

Menopoz ve sonrası dönemdeki kadınlar için özel bir öneri olarak öne çıkan kuru erik, kemik sağlığı üzerindeki etkileri üzerine yoğun araştırmalara konu olmuştur. Diyetisyen Piatek, kuru eriğin gücünün, içerdiği güçlü polifenol antioksidanlardan geldiğini belirtiyor. Bu bileşikler, kemik hücrelerini oksidatif strese karşı korur. Kuru erik, aynı zamanda kemik sağlığı üzerinde çok yönlü bir etki mekanizması sunar: İltihabı azaltır, oksidatif stresi düşürür, kemik yıkımını yavaşlatır ve osteoblast adı verilen yeni kemik oluşturan hücrelerin aktivitesini destekler.

Bir diğer önemli faydası ise bağırsak sağlığına olan katkısıdır. İçerdiği prebiyotik lifler sayesinde bağırsak mikrobiyotasını besler. Son dönemde yapılan araştırmalar, sağlıklı bir bağırsak florasının, kalsiyum emilimini artırarak ve sistemik iltihabı azaltarak kemik sağlığıyla doğrudan ve güçlü bir bağlantısı olduğunu düşündürmektedir. Bu da kuru eriği, kemikler için çift taraflı bir koruyucu haline getirir.

3. Sardalya ve Somon: Kemik İçin Komple Bir Paket

Sardalya, somon, uskumru gibi yağlı balıklar, kemik sağlığı söz konusu olduğunda adeta “her şey dahil” bir besin profili sunar. Uzman Jeniffer A. Wagner, özellikle sardalyaya dikkat çekerek, bu küçük balığın yenilebilir yumuşak kılçıkları sayesinde mükemmel bir kalsiyum ve D vitamini kaynağı olduğunu vurguluyor. D vitamini olmadan alınan kalsiyumun büyük kısmı vücut tarafından etkili şekilde kullanılamaz; bu iki besin ögesi kemik sağlığında simbiyotik bir ilişki içindedir.

Bu balıkların bir diğer güçlü bileşeni ise Omega-3 yağ asitleridir. Özellikle EPA ve DHA formları, kemik yıkımından sorumlu hücrelerin (osteoklastlar) aşırı aktivitesini baskılayarak, doğal kemik rezorpsiyon (yıkım) sürecini yavaşlatmaya yardımcı olur. Haftada 2-3 porsiyon yağlı balık tüketmek, hem kalp sağlığı hem de kemik bütünlüğü için yapılabilecek en akıllı yatırımlardan biridir.

4. Süzme Yoğurt ve Kefir: Kalsiyumun Pratik ve Güçlü Sütunları

Geleneksel kalsiyum kaynakları olan süt, yoğurt ve kefir, 50 yaş üstü kadınlar için önemini hiç kaybetmemiştir. Diyetisyen Piatek, “Az yağlı süt ürünleri, yaşla birlikte azalan kemik dayanıklılığını desteklemek için en pratik ve etkili kalsiyum kaynağıdır” diyor. Bu grupta özellikle süzme yoğurt (Greek yoğurt) öne çıkar. Protein içeriği normal yoğurda göre çok daha yüksek olan süzme yoğurt, aynı zamanda yoğun bir kalsiyum deposudur.

Yaklaşık 150 gram (bir kase) süzme yoğurt, 50 yaş üstü bir kadının günlük kalsiyum ihtiyacının yaklaşık %15’ini tek başına karşılayabilir. Kefir gibi fermente süt ürünleri ise kalsiyum ve proteinin yanı sıra, probiyotikler sayesinde bağırsak sağlığını destekleyerek dolaylı yoldan kemik metabolizmasına da katkıda bulunur. Bu besinler, kemik yoğunluğunun korunmasında temel bir yapı taşı olmaya devam etmektedir.

5. Kabak Çekirdeği: Magnezyumun Gözden Kaçan Güç Kaynağı

Kemik sağlığı denince akla ilk kalsiyum gelse de, magnezyumun rolü en az onun kadar kritiktir. Magnezyum, kemik kristallerinin düzgün oluşumunu sağlar ve D vitamininin aktif forma dönüşmesi için gereklidir. Kabak çekirdeği, magnezyumun bitkisel kaynaklı en zengin kaynaklarından biridir. Sadece 150 gram (bir avuç) kabak çekirdeği, yaklaşık 168 mg magnezyum içerir ki bu, 50 yaş üstü bir kadının önerilen günlük magnezyum alımının neredeyse yarısına denk gelmektedir.

Araştırmalar, düşük magnezyum alımının, kemik mineral yoğunluğunda azalma, idrarla kalsiyum atılımının hızlanması ve sonuç olarak artmış kırık riski ile doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Kabak çekirdeği, salatalara, yoğurda serpiştirilerek veya ara öğün olarak tüketilerek kemik sağlığına değerli bir magnezyum katkısı sağlayabilir.

Sonuç olarak, menopoz sonrası dönemde kemik sağlığını korumak, tek bir mucizevi besine bağlı değil, çeşitli ve dengeli bir beslenme stratejisi gerektirir. Bu beş besin grubu – yeşil yapraklı sebzeler, kuru erik, yağlı balıklar, fermente süt ürünleri ve kabak çekirdeği – bir araya geldiğinde, kemikleri güçlendirmek ve osteoporoz riskini azaltmak için güçlü bir besinsel sinerji yaratır. Elbette, kişisel sağlık durumuna göre bir diyetisyen veya hekimle konsültasyon yapmak ve düzenli kemik yoğunluğu ölçümlerini ihmal etmemek de bu sürecin olmazsa olmaz parçalarıdır.


İlgili Haberler

Ne sirke ne karbonat: Kimsenin aklına gelmeyecek olan bu malzeme kireci anında söküp atıyor

haberci

Kılıçdaroğlu’nun Avukatı Celal Çelik: CHP’ye Zarar Vermemek İçin Susmaya Devam Edeceğiz

haberci

Ev temizliği sandığınız kadar masum değil: Bilim açıkladı, etkisi 1 paket sigaraya eşdeğer

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası