Ekonomi

Gıdasız kalma riski kapımızda






Türkiye’de Tarım ve Sanayi Alarm Veriyor: “Gıdasız Kalma Riski Var”

Türkiye’de Tarım ve Sanayi Alarm Veriyor: “Gıdasız Kalma Riski Var”

Türkiye ekonomisinin iki temel direği olan tarım ve sanayi sektörlerinden, geleceğe dair endişe verici uyarılar yükseliyor. Tarlasında ürünü kalan, artan girdi maliyetleri ve borçlar altında ezilen çiftçiler, üretimden teker teker çekilirken, perakende ve hazır giyim sektörünün önde gelen isimleri, durumun vahametini gözler önüne seren açıklamalarda bulundu. Yaşanan bu kırılma, sadece ekonomik bir mesele olmanın ötesinde, toplumun gıdaya erişim güvenliğini ve sanayideki küresel rekabet gücünü doğrudan tehdit eder boyuta ulaşmış durumda.

Migros’tan Çarpıcı Uyarı: “Satacak Ürün Bulamayabiliriz”

Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) düzenlediği 26. İş Dünyası Zirvesi’nde konuşan Migros İcra Kurulu Başkanı Ömer Özgür Tort, ülkenin karşı karşıya olduğu riski net bir dille ortaya koydu. Tort, “Bu tempoda gidersek Türkiye’de satacak ürün bulamayabiliriz” ifadesini kullanarak, perakende sektörünün bile tedarik zincirindeki bu derin krizi nasıl hissettiğini gösterdi.

Tort’a göre sorunun temelinde, üreticinin kazanamaması ve dolayısıyla üretmek istememesi yatıyor. Bu durum, ithalatı cazip hale getiriyor ve Tort, “İthalat furyasında bazı sektörler varken, gıdamızı da bu paydaşlardan biri haline getirmek zorunda kalacağımızdan kaygılıyım” diyerek, stratejik öneme sahip gıda sektörünün dışa bağımlı hale gelme tehlikesine dikkat çekti.

Ömer Özgür Tort, mevcut sorunları üç ana başlıkta özetledi: güvenilir gıdaya erişememe, işlenmemiş gıda enflasyonu ve üretecek insan bulunamaması. Özellikle çiftçi nüfusunun yaşlanması, geleceğe dair en karanlık tablolardan biri. “59 yaşına gelmiş çiftçi yaş ortalaması ile hareket edersek yolumuz meşakkatli, hatta olumsuz” diyen Tort, gençlerin tarıma ilgisinin azalmasının sektörü sürdürülemez kıldığını vurguladı.

Sanayicilere doğrudan bir çağrı yapan Tort, “Ne olur tarım sanayisine yönelin. Gıdasız kalma riski var, pandemide, savaş dönemlerinde yaşadık. Ciddi konsantre olmamız lazım. Aksiyona geçmemiz gerekiyor” sözleriyle, özel sektörün bu alana yatırım yapmasının artık bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.

Nakliyeden Üretime: Maliyetler Zinciri Kırılmalı

Tort, sorunun sadece üretim aşamasında olmadığını, tarladan sofraya uzanan zincirin her halkasında verimsizlikler yaşandığını örneklerle anlattı. Medyada sıkça yer alan “Ürün Antalya’da 5 lira İstanbul’da 35 lira” manşetlerinin arkasındaki gerçeğe işaret etti. Tort’a göre basit bir matematik işliyor: Eğer randımanlı üretim yapılmazsa, sıfır maliyetli bir ürünün bile İstanbul’da satış maliyeti 21 liraya ulaşıyor. Üreticinin eline 5 lira geçerse, o ürünü bir daha üretmemesi kaçınılmaz hale geliyor.

Çözüm önerisi olarak ise iki kritik noktaya değindi: toplu üretim alanları ve raylı sistem. Toplu alanlarda üretim yapıldığında girdi maliyetlerinin üçte bir oranında düştüğünü, ürün taşımacılığında raylı sisteme geçilmesi halinde ise nakliye maliyetlerinin yine üçte bir seviyelerine indiğini belirtti. Bu dönüşüm, hem üreticiyi hem de nihai tüketiciyi koruyacak bir model olarak öne çıkıyor.

Bir perakende devi olarak kendi sorumluluklarını da paylaşan Tort, sadece pestisit (tarım ilacı) kontrolü için şirket olarak yıllık 350-400 bin dolar harcama yaptıklarını açıkladı. Bu rakam, güvenilir gıdaya ulaşmanın perakendeci için de ne kadar maliyetli ve önemli bir süreç olduğunu gözler önüne seriyor.

Tekstilde de Kırılma: “Kazanılmış Gücü Korumak Zor”

Zirvede endişe verici açıklamalar yapan bir diğer isim de hazır giyim devi Koton’un CEO’su Bülent Sabuncu oldu. Türk hazır giyim sektörünün düştüğü durumu çarpıcı rakamlarla özetleyen Sabuncu, 3 yıl önce 21 milyar dolar seviyesinde olan hazır giyim ihracatının bu yıl 16-16.5 milyar dolara gerileyebileceğini ifade etti.

“Dünyada ilk üçteyken, altlara indik” diyen Sabuncu, küresel rekabette kaybedilen zemine dikkat çekti. “İthalat kolay…” ifadesi, sanayideki sorunun özünü ortaya koyuyor: Üretmek ve rekabet etmek zorken, ithal etmek kolay hale gelmiş durumda. Sabuncu, “Umut ediyorum en zoru geride bıraktık ama tekstilde de ciddi bir kırılma var” tespitini yaparak, sektörün henüz dibi görmediği uyarısında bulundu.

Yaşanan kırılmanın sadece Türkiye’ye özgü olmadığını, küresel bir rekabet ve yer değiştirme süreci olduğunu da vurgulayan Sabuncu, “Son iki ayda 2 tane Mısır devlet bakanından davet aldım ve gittim. Kırılma her yerde” sözleriyle, yatırımların ve üretim merkezlerinin nasıl hızla başka coğrafyalara kaydığının altını çizdi.

Sonuç: Acil ve Köklü Aksiyon Şart

TÜRKONFED Zirvesi’nden yansıyan tablo, Türkiye ekonomisinin iki can damarında da ciddi bir kanamanın olduğunu gösteriyor. Tarımda, üreticinin kazanamaması, genç nüfusun sektöre ilgisizliği ve yüksek lojistik maliyetleri gıda arz güvenliğini riske atarken; sanayide, özellikle tekstil gibi geleneksel güçlü sektörlerde bile ihracatın düşmesi ve rekabet gücünün erimesi, ekonomik büyümenin önündeki en büyük engellerden biri haline geliyor.

Ömer Özgür Tort ve Bülent Sabuncu’nun uyarıları, sadece bir şikayet değil, bir eylem çağrısı. Tarımda toplulaşma, verimlilik artışı, lojistik altyapının iyileştirilmesi ve tarım-sanayi entegrasyonunun güçlendirilmesi; sanayide ise katma değeri yüksek üretime geçiş, markalaşma ve küresel tedarik zincirlerindeki konumun korunması için acil politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, “gıdasız kalma riski” ve “sanayisiz kalma tehlikesi”, geri dönüşü çok zor birer gerçeğe dönüşebilir.


İlgili Haberler

Kredi kartıyla ödeme yaparken POS ekranını göremiyorsanız sakın kartı takmayın

haberci

Ekmek, simit ve taksi ücretine yeni ayar! Tüm sistem sil baştan değişiyor

haberci

Emekli promosyonları güncellendi: Bankalar zamlı rakamları açıkladı

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası