Edirne’de Kestane Krizi: Vatandaşın Cebini Yakan Lezzet
Edirne’nin hareketli ve renkli 1. Murat Mahallesi’nde kurulan Cumartesi pazarı, her hafta binlerce insanı ağırlayan şehrin en gözde alışveriş noktalarından biri. Ancak bu hafta pazarda tüm dikkatleri üzerine çeken, kışın vazgeçilmez tatlarından kestanenin sarsıcı fiyat etiketleri oldu.
Tezgâhlarda iri boy kestanenin kilosu 300 liraya, küçük boy kestanenin ise 200 liraya alıcı buluyor. Bu rakamlar, kış akşamlarının simgesi haline gelen kestaneyi adeta bir lüks tüketim ürününe dönüştürmüş durumda.
Esnafın Dilinden: “Kiloyla Değil, Gramla Satıyoruz”
“Kestane o kadar pahalı ki, vatandaş ancak 250 gram ya da yarım kilo alabiliyor. Bir kilo alan neredeyse yok denecek kadar az. Eskiden kış akşamlarında mangalda kestane keyfi bir ritüeldi, şimdi ise gramla satın alınıyor.”
– Pazarcı Cengiz Özel
Yılların deneyimiyle pazarda kestane satan Cengiz Özel, tabloyu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Özel, geçmişte kestanenin ailelerin kış mevsimindeki vazgeçilmez tatlarından biri olduğunu, ancak bugünkü fiyatlar yüzünden artık sadece sembolik miktarlarda tercih edildiğini vurguluyor.
Turist ve Yerli Arasındaki Uçurum
“Kestanenin kilosu 200 lira olunca Türk vatandaşları alım gücü yetersizliğinden satın alamıyor. Bulgar müşteriler ise daha güçlü bir ekonomik profile sahip oldukları için rahatlıkla alıyor. Bazen hiç alamayanlar da oluyor.”
– Esnaf Sıraç Gürateş
Esnaf Sıraç Gürateş’in tespitleri, ekonomik koşulların tüketim alışkanlıklarına olan etkisini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Komşu ülke Bulgaristan’dan gelen turistlerin daha yüksek satın alma gücü, bu artık lüks kabul edilen ürünü kolayca edinmelerine olanak tanıyor.
Vatandaşın Çaresizliği: “Cebimizdeki Kadar Alıyoruz”
“Cebimdeki para ancak buna yetiyor. Meyvelerin çoğunu zaten alamıyoruz. Yarımşar kilo alarak idare ediyoruz. Fiyatlar yüksek ama burası yine de en uygun yer.”
– Alışveriş Yapan İbrahim Turgal
Pazardan alışveriş yapan İbrahim Turgal’ın sözleri, pek çok vatandaşın içinde bulunduğu zor durumu özetliyor. Turgal, kısıtlı bütçesiyle yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğini, kestane gibi ürünleri ise ancak çok küçük miktarlarda alabildiğini dile getiriyor.
Ekonomik Gerçekler ve Kestane Fiyatları
Uzmanlar, kestane fiyatlarındaki bu beklenmedik artışın ardında birden fazla faktörün yattığını ifade ediyor. İklim değişikliğinin tarım ürünlerine vurduğu darbe, artan üretim maliyetleri ve enflasyon, bu geleneksel lezzetin erişilemez hale gelmesinin başlıca sebepleri arasında yer alıyor.
Pazarda gözlenen bu tablo, aslında Türkiye’nin dört bir yanında hissedilen gıda enflasyonunun somut bir aynası. Vatandaşlar, bir zamanlar uygun fiyatlı bir kış keyfi olan kestaneyi artık sadece küçük porsiyonlarla deneyimleyebiliyor.
Edirne pazarındaki bu sahne, yalnızca bir gıda ürününün pahalılaşmasının ötesine geçiyor; halkın alım gücündeki erimenin ve ekonomik zorlukların günlük hayata nasıl sirayet ettiğinin acı bir göstergesi olarak karşımızda duruyor.