28 Aralık Cumartesi günü İmralı Adası’nda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti heyeti, dün de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AK Parti grubu ile bir araya gelerek önemli bir diyalog ortamı oluşturdu.
“Türkiye’nin Normalleşmesi İçin Atılan Bu Adım Çok Önemli”
Görüşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, sürecin içeriğine dair detay veremeyeceğini, çünkü bunun karşılıklı güven esasına dayanan mahrem bir görüşme olduğunu belirtti. Ancak, uzun yıllar ekonomik ve toplumsal açıdan büyük etkileri olan bu sorunun çözümüne yönelik olumlu bir atmosfer oluştuğunu vurguladı. Güler, sözlerine şu şekilde devam etti:
- “Hava oldukça pozitif bir zeminde ilerliyor. Tüm taraflarda iyi niyet ve katkı sağlama arzusu gözleniyor.
- Dün dinlediğimiz arkadaşlarımızın da samimiyetle bu olumlu havaya katkı sağlama niyetinde olduklarını görüyoruz ve bu sürecin devam edeceğine inanıyoruz.
- 2025 yılı itibarıyla, Türkiye’nin uzun süredir ciddi bir sorun olarak var olan meselelerin çözülmesi ve normalleşme yolunda önemli bir adım atılması mümkün olacak.”
Meclis’in Bilgilendirilme Sürecinin Önemi ve Bölgesel Riskler
Güler, bölgesel risklere dikkat çekerek, bu sürecin Türkiye’nin toplumsal barışını güçlendireceğine vurgu yaptı. Ona göre, Meclis bu sürecin önemli bir parçası ve siyasi partilerin doğrudan bilgilendirilmesi büyük bir kazanımdır. Güler şu ifadeleri kullandı:
- “Toplumsal barışın önümüzdeki dönemlerde daha da güçleneceğini öngörüyoruz.
- Bu nedenle, Meclis’in ve siyasi partilerin süreç hakkında bilgilendirilmesi büyük bir kıymettir ve demokratik bir hassasiyetin göstergesidir.”
Genel Af ve Abdullah Öcalan’a Ev Hapsi Tartışmaları
Güler, terör suçluları ve Abdullah Öcalan’a ilişkin genel af veya ev hapsi gibi adımların gündemde olmadığını net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu konulara şartlı veya bağlantılı yaklaşımların doğru olmadığını belirtti. Sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim şu anda gündemimizde, bu olaylara ilişkin herhangi bir genel af veya ev hapsi gibi bir seçenek bulunmamaktadır. Ceza infaz yasamızda, hasta veya bakıma muhtaç mahkumlar hakkında belirli düzenlemeler zaten mevcut ve bu düzenlemeler Cumhurbaşkanımızın yetkisi dahilindedir.
Örneğin, adli tıp kurulu raporlarıyla, belli hastalıklar nedeniyle tahliye kararları verilebilmekte ve bu imkanlar bulunmaktadır. Ancak, bu uygulamaları sadece belirli durumlara bağlayarak, genelleştirmek ve tek bir şartla yürütmek uygun değildir.
Güler, bu konuda şu görüşleri paylaştı:
- “Ceza infaz düzenlemesinde suç ayrımı yapmadan, suçun niteliğine göre değil, kişinin durumu ve sağlık durumuna göre hareket edilir.
- Terör suçlusu veya başka suçlardan mahkum olmuş bireyler için uygulamalar aynıdır ve bu, temel insan haklarına uygun olmalıdır.
- Toplumsal barış ve dönüşüm açısından, sadece bir kişinin durumu üzerinden yapılan düzenlemeler yetersiz kalır ve doğru değildir.”
Sonuç ve Değerlendirme
Abdullah Güler, bu sürecin toplumsal barış ve istikrar açısından büyük önem taşıdığını tekrar vurgulayarak, diyaloğun devam etmesiyle birlikte olumlu sonuçların alınacağına inandığını ifade etti. Kendisi, bu gelişmelerin Türkiye’nin geleceği adına umut verdiğini dile getirdi.
Genel olarak, içerikteki detaylar ve vurgu noktaları şu şekildedir:
- İmralı görüşmeleri ve meclis bilgilendirmeleri, Türkiye’nin normalleşme çabalarının temel taşlarıdır.
- Sürecin ilerlemesi için iyi niyet ve samimiyet önemli rol oynamaktadır.
- Genel af veya ev hapsi gibi adımlar şu an gündemde değildir ve mevcut yasal düzenlemeler yeterlidir.
- Toplumsal barış ve bölgesel istikrar için diyalog ve anlayış esastır.
