Naci Görür’ün Kanal İstanbul ve Marmara Depremi Konusundaki Kritik Uyarıları
Türkiye’nin en saygın yer bilimcilerinden Profesör Dr. Naci Görür, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Kanal İstanbul Süreci Bilgilendirme Toplantısı‘nda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Özellikle Marmara Bölgesi’nin deprem riski ve bu riskin projelere yansıması konusunda ciddi uyarılar yaptı ve İstanbul’un potansiyel bir büyük depreme hazırlıksız yakalandığını vurguladı.
Görür, sözlerine şu sözlerle başladı: “Kanal İstanbul’u yerbilimsel açıdan değerlendirmeye kalktığınızda, bunun fay hattı üzerinde olduğunu gösteren ciddi veriler var. Kimse bu konuda net bir bilgi vermiyor olsa da, ben bu sorumluluğu alamam. Çünkü bu proje, Marmara Denizi’nin içinden geçen aktif faylar üzerinde inşa ediliyor. Bu faylar, İstanbul’u ve tüm Marmara Bölgesi’ni tehdit eden en büyük riskleri barındırıyor.”
Deprem Tehlikesi ve Fayı Anlatımı
Görür, Marmara Denizi’nde aktif fayların bulunduğuna dikkat çekerek, özellikle Kuzey Anadolu Fayının kuzey kolunun deniz altından geçtiğini ve bu fayların zaman zaman enerji biriktirerek büyük depremlere neden olduğunu belirtti. Ayrıca, Adalar Fayı ve Kumburgaz Fayı’nın da bu bölgede kritik öneme sahip olduğunu ve bu fayların kilitli halde olduğunu, yani enerji biriktirdiğini ve kırılma olasılıklarının %64 civarında olduğunu açıkladı. Bu fayların kırılması halinde, en düşük büyüklükte 7.2, maksimum 7.5 büyüklüğünde depremler olabileceğine işaret etti.
İstanbul ve Türkiye’nin Ekonomik Bağımsızlığı Tehlikede
Görür, İstanbul’un ve Marmara Bölgesi’nin çöktüğü takdirde, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığından söz edilemeyeceğini vurguladı. “İstanbul’u düşünün, sokağını, evlerini, kullanılan betonları ve halkın bilinçsizliğini… Eğer Marmara Denizi’ndeki faylar kırılırsa, Türkiye’nin tamamı ciddi anlamda sarsılır ve ekonomik olarak zayıflar” diyerek, bu gerçeğin altını çizdi. Ayrıca, mevcut yapı stoklarının yüzde 60’ından fazlasının deprem dayanıklılığından yoksun olduğunu ve bunların büyük bir kısmının çökeceğine dair endişelerini paylaştı.
Deprem ve Yapısal Riskler
Bilimsel çalışmalarına dayanarak, Marmara Bölgesi’nde olabilecek büyük depremlerin sadece can ve mal kaybı değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik bağımsızlığını da tehdit edeceğine dikkat çekti. Özellikle, 20 yıl sonra bu bölgede büyük bir depremin gerçekleşebileceğini ve bunun sonuçlarının tahmin edilemeyecek kadar ağır olacağını belirtti.
Kanal İstanbul ve Fay Hattı Uyarısı
Görür, Kanal İstanbul’un fay hattı üzerinde inşa edilmesinin ciddi bir risk olduğunu ifade etti. “Kanal, canlı fayların cirit attığı bölgeden geçiyor. Sazlıdere Barajı ve Küçükçekmece bölgesinde hareketli faylar var ve bunlar, Kumburgaz Fayı’na bağlı. Bu faylar hareket ederse, bölgeyi felakete sürükler” dedi. Ayrıca, uzaydan alınan verilerle yılda yaklaşık 2 santimetre hareket olan bölgenin, şu anda herhangi bir deprem faaliyeti göstermediğini, ancak zaman zaman zemin kaymaları ve heyelanların yaşandığını vurguladı.
İnsan ve Yapı Güvenliği Endişeleri
Görür, özellikle İstanbul’da inşa edilen yapıların büyük bir kısmının depreme dayanıklı olmadığını ve bunun ciddi bir risk oluşturduğunu belirtti. “Her yıl yeni gökdelenler, yüksek katlı binalar yapılıyor. Bu binaların zeminleri kötü ve sıvılaşma riski yüksek. Her yapı, her insan risk altında ve bu durum, büyük bir felaketin habercisi” diye uyardı. Ayrıca, 97 bin binanın ağır hasar alacağı ve yaklaşık dört milyon insanın yaşamını tehlikeye atacağı öngörüsünü paylaştı.
Kanal İstanbul’un Deprem Riski ve Maliyet Analizi
Görür, Kanal İstanbul’un fay hattı üzerinde olmasının yanı sıra, projenin maliyetinin de ciddi boyutlarda olacağını belirtti. “Yüzde 20-30 arasında maliyet artışına neden olacak bu proje, eğer yapılırsa, yaklaşık 64-104 milyar dolar arasında bir maliyetle gerçekleşebilir. Bu kadar büyük bir bütçe, hem ekonomik hem de insani açıdan büyük bir risk taşıyor” dedi.
Son Söz ve Bilimsel Tavsiye
Son olarak, Görür, yetkililere ve kamuoyuna seslenerek, bu projeyi bir an önce durdurmaları ve bilimsel verilere göre hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. “Bu işin sonunda büyük bir felaket var. Kendimizi ve ülkeyi bu risklere karşı korumamız gerekiyor. Bilim bizi uyarıyor, lütfen dikkate alın” diyerek konuşmasını tamamladı.