Enflasyon Düşüşü Piyasaları Neden Coşturmadı? Ekonomist Filiz Eryılmaz Tüm Senaryoları ve Beklentileri Açıkladı
ABD ekonomisinin en yakından takip edilen göstergelerinden biri olan enflasyon verileri, Kasım ayında beklentilerin altında geldi. Manşet TÜFE’nin yıllık %2,7, çekirdek TÜFE’nin ise %2,6 olarak açıklanmasına rağmen, küresel piyasalardan beklenen güçlü ve sürekli bir olumlu tepki gelmedi. Bu sınırlı reaksiyonun ardındaki dinamikleri, FED’in politika rotasını ve önümüzdeki dönemde altın, döviz ile borsaları nelerin beklediğini ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, tüm detaylarıyla değerlendirdi.
FED’in İhtiyatlı Duruşu ve Piyasa Psikolojisi
Eryılmaz, piyasalardaki temkinli yaklaşımın temel nedenini, aylık enflasyon hesaplamalarındaki teknik belirsizliklere bağlıyor. Kasım verilerinin tek başına FED’in politikasını kökten değiştirecek kadar güçlü bir sinyal olarak algılanmadığını belirten Eryılmaz, Aralık ayında enerji fiyatları ve bazı özel kalemlerdeki artışların etkisiyle daha net bir tablo ortaya çıkacağını düşünüyor.
Merkez bankasının yapısı gereği kolay yön değiştiren bir kurum olmadığını vurgulayan Eryılmaz, FOMC (Federal Açık Piyasa Komitesi) içindeki dengelerin ve yeni başkanın daha “güvercin” olma ihtimaline rağmen verilere dayalı yaklaşımın ön planda kalacağını ifade ediyor. Mevcut durumda piyasalarda öne çıkan beklenti, 2025 yılı için iki faiz indirimi yönünde. Eryılmaz, bu beklentinin makul olduğunu, ancak enflasyon verilerinde belirgin bir bozulma olması halinde indirim sayısının üçe, hatta verilerin çok olumlu seyretmesi durumunda dörde kadar çıkabileceğini öngörüyor.
Altın: Yükseliş Trendi Devam Edecek, Volatilite Sınırlı Kalacak
Kıymetli madenler piyasasının en parlak yıldızı olan altınla ilgili beklentiler oldukça net. Eryılmaz, altını destekleyen temel faktörlerin –merkez bankası alımları, jeopolitik riskler, FED’in gevşeme beklentisi– önümüzdeki yıl da etkisini sürdüreceğini belirtiyor. Özellikle ABD’deki ara seçimlerin yaratacağı siyasi belirsizliğin altın için ek bir destek unsuru olacağını düşünüyor.
Bu koşullar altında, ons altın fiyatları için 4.200 dolar ile 5.000 dolar bandının mümkün olduğunu ifade eden Eryılmaz, minimum 4.600 dolar, maksimum 5.000 dolar seviyelerini hedef gösteriyor. Fiyat hareketinin belirli bir patern izleyebileceğini; güçlü bir rallinin ardından bir dinlenme/düzeltme dönemi, sonrasında ise yeni verilerle birlikte taze bir yükseliş dalgası görülebileceğini ekliyor. Ancak genel trendin yukarı yönlü olacağını, yüksek seviyelerde bir kalıcılık beklediğini, volatilitenin ise aşırı yüksek olmayacağını vurguluyor.
Gümüş: Fırsatlar ve Riskler Yan Yana
Gümüş piyasasına ilişkin analiz ise altına kıyasla daha ihtiyatlı ve taktiksel bir yaklaşımı gerektiriyor. Eryılmaz, gümüşte de yükseliş beklentisi olduğunu ancak altın kadar istikrarlı ve güçlü bir görünüm sergilemeyeceğini belirtiyor. Gümüşün altına kıyasla çok daha volatil bir seyir izleyeceğini ve bu volatilitenin 2025’te daha belirgin olabileceğini düşünüyor.
Bu nedenle yatırımcılara, kıymetli madenler tarafında ağırlığın altında olmasını öneriyor. Gümüş için ise trend başladığında pozisyon alınıp, trendin sonuna yaklaşıldığında pozisyonların kapatıldığı, daha aktif bir strateji izlenmesi gerektiğini söylüyor. Fiyat beklentisi olarak, önümüzdeki yıl 60, 70 ve 80 dolar seviyelerinin görülebileceğini, özellikle 70-80 dolar bandının test edilme ihtimalinin yüksek olduğunu ifade ediyor.
Döviz ve Borsa: 2026 Yılına İlişkin Kapsamlı Projeksiyonlar
Eryılmaz’ın Türk Lirası cinsinden varlıklara ve döviz kurlarına yönelik beklentileri şöyle:
- Gram Altın: Ons altındaki beklenen yükselişin gram fiyatını destekleyeceğini belirten Eryılmaz, ilk çeyrekte 6.500-6.600 TL, 2026 yılı içinde ise 7.000 TL’nin üzerine çıkılabileceğini öngörüyor.
- Dolar/TL: 2026 yılı sonu beklentisini 52 TL olarak açıklıyor. Piyasadaki genel beklentilerin 51-53 TL bandında şekillendiğini, 53 TL’nin üzerindeki tahminlere çok rastlamadığını ifade ediyor.
- Euro/TL: Euro’nun dolara kıyasla daha güçlü performans gösterebileceğini düşünüyor ve yıl sonu için 62,50 – 63,00 TL civarında bir seviye bekliyor. Bu beklentinin arkasında, ABD’deki olası faiz indirimlerinin euroyu görece güçlendirebileceği görüşü yatıyor.
BIST 100’de Kritik Eşik: Siyasi İstikrar ve Enflasyon
Eryılmaz, 2026 yılı için 2025’e kıyasla daha olumlu bir borsa performansı bekliyor. Ancak bu beklentinin gerçekleşmesi için iki kritik şartın altını çiziyor: Ekonomi dışı, siyasi kaynaklı belirsizliklerin sınırlı kalması ve enflasyondaki düşüş trendinin sürmesi.
Enflasyonun yüzde 23 seviyelerine, politika faizinin ise yıl sonunda yüzde 28 civarına gerilemesi durumunda, BIST 100 endeksinin 14.000 – 14.500 bandını test edebileceğini söylüyor. Siyasi belirsizliklerin artması halinde ise faiz indirim sürecinin zorlaşacağını ve bunun borsa üzerinde baskı oluşturacağını vurguluyor.
Faiz indirimlerinden en çok fayda sağlaması beklenen sektörler arasında bankalar, holdingler, gayrimenkul yatırım ortaklıkları (GYO’lar), çimento ve taş-toprak sektörlerini sayıyor. Bunun yanı sıra, perakende, havacılık, telekomünikasyon ve enerji sektörlerinde de 2026 yılında daha belirgin hareketlerin görülebileceğini ifade ediyor.
Not: Bu haberde yer alan değerlendirmeler ve öngörüler, genel bilgilendirme amacıyla paylaşılmıştır ve yatırım tavsiyesi niteliği taşımamaktadır. Yatırım kararlarınızı vermeden önce kendi araştırmanızı yapmanız ve uzman danışmanlardan görüş almanız önemle tavsiye edilir.